Kadınların Öldüğü Yer
Dördüncü Roman - Niskala Serisi Referans Romanı
"Kimse ışığı hayal ederek aydınlanmaz. İnsanı aydınlatan karanlığı idrak etmektir." Carl Gustav Jung
Yaralı Bir Çocuğun
Yahut Yaralı Bir Kadının Hikayesi...
Veyahut Bir Trajedi Üçgeni...
Niskala Serisi Gelecekteki Geçmiş romanı için kaynaktır ve kurgu içinde kurgudur
Geçmişi sırlarla dolu esrarengiz bir kız çocuğu ve onu evlat edinen daha da esrarengiz bir kadın… Soğuk ve tüyler ürpertici bir ülke; karanlık ve tekinsiz bir kasaba…
Hiç şüphesiz, hiçbir şey göründüğü gibi değil; aslında her şey bir yanılsama… Fantastik-bilim kurgu temelinde yükselen gotik ve grotesk bir yörenin sisli atmosferinde, âdeta canlanarak sayfalardan taşan sert gerçekçi olaylar üçgenindeki özgün kahramanlar… Bilindik gizem, gerilim ve suç hikâyelerinin çok ötesinde; ezber bozan bir kurgu; kan donduran bir intikam; beklenmedik bir final…
Kadınların Öldüğü Yer adlı bu roman; küllerinden doğan ve doğmak için savaşan tüm kadınlara ithaf edilmiştir. Yasaklanan, yazan, susan, ağlayan, çığlık atan, yas tutan, hayalleri çalınan, hapsedilen, işkence gören ama yine de her şeye rağmen savaşan tüm kahraman kadınlara ve diğerlerine…
ÖN OKUMA
BÖLÜM 1
Yangınlar, Küller ve Kadınlar
Yanıyordu herkes. İstisnasız herkes canlı canlı yanıyordu; çatısından pencerelerine değin azgın alevler kusan, hem zifiri karanlık bir gecenin hem de uğursuz bir yörenin ıssızlığı ortasındaki iki katlı, eski püskü, ahşap ve devasa bir evin, cehennemi dahi kıskandıran yangını içinde. İnsanların kulakları tırmalayan çaresiz çığlıkları yükseliyordu yanarken çatırdayarak pes eden ahşap ile birlikte. Bu acı dolu çığlıkları işitebilen varsa bile yardım edemezdi hiçbirine –ki etrafta yürekli tek bir canlı dahi yoktu– her şeyden ve herkesten uzak, ürkütücü bir bozkırın orta yerinde. Kasım ayının başı olduğundan, kasvetli gecenin yarısında hava, öyle tekinsiz bir bölgede kimsenin dışarıda olmak istemeyeceği kadar soğuktu. Oysa yangın yeri, gökyüzünden ve uzaklardan karanlığı yaran bir meşale gibi görülebiliyordu. İmdatlarına yetişen olsa da her şeyin sonuna, her birinin küle dönmüş hiçliğine şahit olmaya yetişebilirdi yalnızca.